Bana Sorduklarında

Tarık ÜREN


Bana sorduklarında... Adımı, bitirdiğim okulları, kazandığım parayı ve elimdeki hayatla ne yapacağımı bana sorduklarında, onlara sadece üzgün ve yorgun gözlerle bakıyorum. Bu kadim bir dava, diyorum kendi kendime. Bu kadim bir dava çünkü ben insanım. Şimdi yansımam karşımdaki cama vururken bana ne Âdem’i anlattırın ne de Havva’yı.. Zira ne elmalara inanıyorum ne de bir adamın kaburgasına. Artık adamlara da inanmıyorum... Beni büyüleyen şey yükseldiğimiz o anlar. Birinden etkilendiğin o ilk an.. Attığın bir tohumun ilk yeşerişi... Hiç tanımadığın birileri için gerçek işlere başlamaların... Biri seni çok üzdüğünde, ilk üzdüğünde ve bile bile üzdüğünde, içinde hissettiğin o hüznün rengi. Kendine yenilmelerin, kendine aferinlerin ve kendini aramaların... Mücadele etmeyi öğrenmen ve yine sağ elinle kaldırmaların kendi solunu. Bak işte nasıl da insansın. Bu gece. Bu gece bana bunu yazdırma. Nefret ediyorum. Öfkelerimi en sevdiklerime kusmaktan öyle nefret ediyorum ki. Her zaman ve en çok anneme öfkelenmem hep bundan... Annem ve ben... Annem ve ben bir yelek ve düğmeleri gibiyiz. Sürekli düğmelerimi koparıyorlar ama annem inatla dikiyor her defasında... Oysa ben öfkemden yelekleri parçalıyorum. Dikme anne, bırak artık! Bana sorduklarında... Boyumu, hangi yemekleri yapabildiğimi, kaç çocuk doğuracağımı ve kadınım diye benden istedikleri şeyleri ne kadar yapıp yapmadığımı bana sorduklarında, onlara her defasında ateşli nutuklar çekiyorum. Bu mühim bir dava çünkü bir kadınım, diyorum kendi kendime. Şimdi yansımam karşımdaki cama vururken bana ne şiddeti anlattırın ne de içimde patlayan bütün o hislerimi... Bildiğim her şey evcilik oyunlarından ibaret. Bu yüzden hâlâ inanıyorum ya insanlara... Bu gece... Bu gece bana bunu yazdırma. Bir şeyin kıyısındayım. Artık öfkelerim çaresizlikten ağlatmadığından biliyorum bunu.. Kıyıları öyle çok seviyorum ki... Ölü bebeklerin kumsala vurmadığı kıyıları ama... Üzerinde betonların yükselmediği ve özgürce yürüyebildiğimiz kıyıları. Yeni doğranmış salatalık kokularının doluştuğu kıyıları. Hadi bırak her şeyi... Sen ilaçlarını alma ben de kitaplarımı almayayım. Biraz da onlar delirtmiyor mu bizi... Hadi bırak her şeyi. Varsın bu yazı da böyle bitsin. Sen insanlarınla barış, ben de kadınlarımı seveyim. Gidelim... Biraz da bunlar delirtmiyor mu bizi...
Gidelim… Bana sorduklarında… Artık cevap vermeyeceğim.

Yorumlar

  1. Mükemmel. Bize sormayın artık! Devamı gelir mi bilmiyorum ama hissettirdikleri devam eden bir yazı olmuş kaleminize sağlık ❤️

    YanıtlaSil

Yorum Gönder