Kalbindeki Gökkuşağı

   
Tarık ÜREN



             KALBİNDEKİ GÖKKUŞAĞI

       Gözlerini kapatıp her yer karanlık olduğunda bile, istersen gökkuşağını görebilirsin; hayal ederek. Bir kere gökkuşağını görmüş olman onu tekrar yaşatabilmen için yeterlidir, şartların ne kadar karanlık da olsa. Önemli olan, hayatının bir anında onu yaşayabilmen. Ya hiç bu şansın olmasaydı? Gözleri hiç görmemiş olan biri, aynı karanlıkta gökkuşağını resmedebilir mi? O resmedemediği gibi sen de tarif edemezsin. En iyi anlatan da çıksa hiçbir şey yaşanmış olana benzemeyecektir. Ânı ölümsüzleştirmiş olan en iyi fotoğraf bile senin yaşadığın bir andan daha güzelini yakalamış olamayacak. Hem de senin ölümsüzleştirmen için bir makineye ihtiyacın yok, başka hiçbir şeye ihtiyacın olmadığı gibi. Sadece gözlerini kapatıp yolculuk için kendine izin vermen yeterli.

        Hiçbir ânını kaybetmiyorsun, yok olmuyor onlar. Sen hatırlamak isteyinceye kadar rafa kaldırılıyorlar zihninde ama ulaşması çok kolay. Kaybedilen ve keşke denilecek bir şey yok yani, yeter ki yaşayabilmiş ol. Eğer yaşadıysan ve artık şartlar aynı değilse bunun için üzüntü duyma. Bu, hep karanlığa mahkum edilmemişsin demektir ve sana verilmiş büyük bir şanstır. Gözlerin hiç görmemiş olabilirdi ve gökkuşağıyla hiç tanışmamış da olabilirdin. Yaşarken ne kadar şanslı olduğumuzun bilincine varamıyoruz. Ne zaman ki iş işten geçiyor ve "bir zamanlar"la başlayan cümlelere kalıyoruz, sonra fark ediyoruz. Bunu yeni öğrenmediğim için de şanslı sayıyorum kendimi, kıymetini bilerek yaşadım ve şu an pişmanlıkla beraber gelmiyor aklıma anılar. Gökkuşağını görebildiysen bunu sonsuza kadar sakla kalbinde, karanlıkta kalacağın günlere ışık olsun diye.

       Bir de gözleri görüp de bakmayanlar var. Yaşamayı kaçıranlar ve buna mecbur bırakılmış gibi sızlananlar... Gözlerini açmamak için direniyorsan bu kimsenin suçu değil, kendine yaptığın bir kötülük sadece. Hiçbir zaman sana verilmiş olanı kaçırma çünkü sonra işler değişebiliyor ve elinde kocaman bir hiç olmasındansa seni gülümsetecek şeyler kalması, bir parça teselli oluyor. Hayalindekiyle gerçeği bir olmuyor tabii ki fakat ne olursa olsun biraz olmak ve hiç olmamak arasındaki fark büyük. Yaşamış olmanın ve unutmayacak olmanın gururuyla ilerlemek, daha doğrusu anılarını arkana alıp eskisinden daha sağlam olmak... Geçmiş için şükredebilmenin gücüyle bugüne daha da umutla tutun, başarmamız gereken tek şey bu.

        Nefes aldığın her gün bir sonrakinin kaynağı ve bir öncekinin de hedefiydi. O yüzden o âna tutun ve sımsıkı sarıl. Yağmur var diye üzülme sakın, aynı anda parlayan bir güneş her şeyi değiştirebilir. Bir bakmışsın ki renkler sıralanmış, gökyüzünden sana gülümsüyor.
                         Kayra Kıylıoğlu

Yorumlar

  1. Güzel devamını takip ediyorum.

    YanıtlaSil
  2. Çok beğendim, çok güzel ifade etmişsin, kalemine sağlık... An'da kalıp mutlu, huzurlu olmaya çalışalım, gerisi gelir mutlaka. Yazmaya devam et mutlaka Kayra...

    YanıtlaSil
  3. Kalemine sağlık Kayra, çok güzel yazmışsın, devamını merakla bekliyorum ...

    YanıtlaSil
  4. Yazmanin yuceligi ve yazilanlari okumanin hazzi bambaska. Farklı açılardan bakanları gormek ne guzel sayenizde.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder