Güzele Değil Güzel Bak

T. Üren

Gördün  ve geçirdin aklından bin bir türlü  yargı. Oysa ilk defa görüyorsun ve hiç de tanımıyorsun kendisini.  Bunun için  yapman gereken tek şey "bakmak"tır aslında. Yaşamak  istemiyorsan ön yargılarının neden olduğu  bağırsak problemlerini, dönüp  bir daha bakacaksın,  yargılamamak şartıyla.  Baktın  mı da tam bakacaksın; öyle göz  ucuyla,  tepeden, burun kıvırarak değil. Tarafsızca  ve insaflıca bakacaksın. Mesela ne okuduğuna  bakmakla başlayabilirsin, şayet okumayı seven biriyse o. -Okumayı sevmeyene de şaşarım ayrıca.- Nietzsche  mi yoksa Mevlana mı okuyor?
İkisini de okuyorsa büyük zengindir aslında.  Sonra raflarına ne koyduğuna bakmalısın, gezdiği yerlerin hatıralarını mı yoksa ne hissettirdiğini dahi anlamadığı bibloları mı? Hayatında  etkilendiği bir film olmuştur illaki. Ona da bak hiç  üşenmeden. O belki sana en güzel ipucunu verecektir kişiyi tanıma konusunda.
Peki ya gıdasını almışsa müzikten, her insan gibi ömrü hayatında sığınmışsa kimsenin onu anlamadığı zamanlarda...  İşte o zaman bir de  ne dinlediğine bak derim.  Zira müzik bir tür ifade biçimidir aslında. Duvarları var mıdır onun da: yıkamadığı ama üzerine de bir şeyler asmaktan vazgeçemediği çevreli duvarları... Biraz çok oldum ama ona da bak ki hayal gücü yolculuğuna çıkasın, iki dakikada iki bin düşünceye sahip olasın.
Ve son olarak konuşmalısın da onu tanımak için.  Ne konuştuğundan ziyade, neyi nasıl konuştuğuna bakmalısın. He bir de aklıma gelmişken, seni dinlerken gerçekten dinliyor mu yoksa kendi sözünü söylemek için sıra mi bekliyor diye de bakmalısın. Çok mu şey istiyorum yahu, alt tarafı bakacaksın işte.. Şimdi çok  konuşturma beni de dört gözle etrafına bak, ama güzele bakma! Güzel bak...

Yorumlar