Cehalet

T. Üren

CEHALET
    Cehalet… Eğitimli geçinen kesim için adeta yüze çarpılan bir tokat,  gerçek entelektüeller içinse yalnız gülünüp geçilecek bir lafügüzaf. Peki, bundan dolayı adeta ikinci sınıf insan konumuna düşmüş bireylere yaşadıkları müstahak mı?
Bireyin yaşadığı çevrenin insani gelişimi ve entelektüelliği üzerinde etkili olduğu pek çok sayıda çalışmanın da desteklediği üzere yadsınamaz bir gerçektir. Pek tabii, coğrafyanın kader olduğu ileri sürülerek insanın kendini geliştirmekten uzak durması cehaletin selim olmayan bir tümör gibi yayılmasına zemin hazırladığı gibi katlayarak arttırmaktadır.
    Cahillikle alakalı pek çok kavram olması, hangisinin asıl gerilemeye sebep olduğu hakkında bir kafa karışıklığı yaratmasına karşın bunun net bir cevabı vardır: ısrarlı cahillik. Birey çocukluk ve ergenlik döneminde yaşadığı talihsiz ve dezavantajlı ortama bağlı olarak kendini geliştirmemiş, yetişkinliğinde ve ilerisindeki süreçte de artık kendini geliştirme babında ortaya koyacağı çabaların da zaid olduğuna kendini tamamıyla inandırmış ancak kendisi de bu durumun farkında olup haddini bildiği sürece, bu kişiye alınacak tavrın kişiyi gücendirmeden öz gelişimine katkı sağlayacak bir ortam sağlaması uygun ve yeterlidir. Peki ya bahsi geçen kimse, haddini bilmediği gibi kendini öğrenmeye ve gelişime kapatıp asıl eğitimli, dinamik ve/veya gelecek vadeden kesime muhalefet olursa? İşte bu durumda kişi ısrarlı bir cahil olur ve o andan itibaren sosyal anlamda sahip olacağı her dezavantaj kendisine müstahak olacaktır.
    Her bilgisizlik veya bilgi eksikliği, cehaletle karıştırılmamalıdır. Özellikle bir bilginin insanın “o an aklına gelmeme” durumu vardır ki bu durumda kişinin çevresinin şaka yoluyla da olsa bulunacağı bir “cahil” iması tasavvur edilenden daha yıkıcı ve/veya yaralayıcı bir etkiye sahip olabilir. Hatta bazı durumlarda belki de kişinin yıllarca hatırlayıp kendisini bir öz sorguya sürüklemesine sebep olacak bir travmaya sebep olabilir. Elbette kişinin yaşadığı her talihsizliği ve lafı bilmeyen münasebetsiz insanlardan duyacaklarını bu kadar önemsemesi, kişiyi büyük bir buhrana sürükleyeceğinden bu durumda yukarıda verilen örnekler kimilerinde önemli ölçüde hafif gerçekleşebilir ancak hemen hemen herkeste hafif veya ağır etkileri görülür.
    Haddizatında, cehalet önemli ölçüde çevreye bağlı olsa da asıl önemli olan, kişinin kendini geliştirme konusundaki isteğidir. Ancak her iki konuda da avantajlı birinin entelektüel insan olmaya giden yolu bir asansörse, elinde yalnızca öğrenme arzusu olan birininki bir halattır. Öğrenmekten asla vazgeçmemeniz, insanları dinleyip her görüşe saygı göstermeniz dileğiyle…

Mehmet Alp Dilli

Yorumlar

Yorum Gönder