Gereken Cesaret

fotoğraf: T. Üren

Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir, der, Hakan Mengüç kitabında.
Sade bir insan vücudunu bu denli korkutmalıydı hayat, yüzleşmek zorunda kalmasaydık zorluklarla, mutlu olmanın sevinci yaşanabilirdi gönlümüzce...
İnsan aklını bir yılana benzetiyorum, öylesine sakin ki kendi nefesini bile duyamaz, akıllıdır, bazen boşluktur ve bazen öylesine savurur ki bir kasırga edasıyla, kendi bile sağ çıkamaz..
Eklemişti Mengüç: 
"Kader insandan vazgeçmiyor, anbean yeniden ve yeniden yazılıyor."
Ne düşünüp yola çıktıysak, ne istediyse nefsimiz, hepsinin gözünü kör eden bir gerçek vardı, "yol"
Nerede olduğumuzu bilmemek yıpratmaz, biz daha çok nereye gideceğimizin derdine düşeriz.
Peki yolun kendisi zaten gideceğimiz değil miydi?
Öyleydi tabii, bir yere ulaşmaktan yolda karşılaştığımız şeylerin farkında olmayız.
Ama asıl önem oradadır,
"Yürüdüğünü yolun farkına varmak"
Seninle karşılaşmanın da tesadüf olmadığını sonraları anladım. Sakin, anlayışlı kişiliklerimiz dinmek bilmeyen bir acı yükselişe geçmişti. Oysa birbirimize iyilik aktarmıştık, farkında olmadan. 
Acıdan nasıl iyilik doğar diye düşünüyor insan, haklısın; acının gerçeğinde mutlu olmak yatar, farkına varmazsın.
Seninle konuşurken cümlelerimdeki vurgu, "Asla vazgeçme ve isyan etme" idi. Kendimle savaşmanın yolunu bulmuştum ve iyi niyetimden herkese vermek istiyordum.
Güler yüzlü oluşumuzun yıkılmaya mahkûm tarafa çevrilmiş, inançlar kadere ayak uyduramamış, hayat çabasından ilk mutluluğu sonra huzuru kaçırmıştık.
21 senenin acısını çıkartan bir vicdan meselesi olmuştu ömrümüz. Köreltemediğimiz tek yönümüz  bir avuç inanç ve gülümsemekti.
Kendimize iyi gelmeyi; birini sevmekle ve geleceği düşünmekle yitirmiştik.
Hâlâ adım atmaya korkuyor ve endişe ediyoruz, derinlemesine bildiğimiz tebessüme düşman olacağız diye insan görmek istemiyoruz.
Her şeye karşı öfkelenmeden önce biraz durup doğayı dinlemek gerektiğini unutmamak gerekiyor.
Henüz aşamadığımız sorunların bedelini yine kendimizden çıkarmamalıyız. 
Yoldaki güzellikleri görmek için an'da kalmalıyız. 
Gideceğimiz yerlerin bize ait olmadığını son nefesi vermediğimizde anlamak gerek. Anladığımızda açgözlü illeti sona erecek, inan.
Sadece hafta sonu paranı harcamak için ayırdığın vakitleri, bir an için kendine ayır. Gitmek için gittiğin deniz kenarlarına bu hafta sonu nefes almak için git.
Kendinle kal sevgili okurum...
Kendine iyi bak.

Yorumlar