Kanser Üzerine

T.Üren


          İstila kaçınılmaz. Tıpkı insanlar gibi hücrelerin de iyi ve kötü olanları var. Hissettirmeden girerler içinize. Ya kaçınılmaz sona yaklaştırır ya da uzaklaştırır sizi benliğinizden.

          İnsan hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar. Bu kötülük içinize girdiği vakit artık çok geçtir. Yaşamak için çırpınır insan ve bir saniye daha fazla yaşayabilmek için tüm servetini harcayabilir. Çaresiz kalan her insan böyle yapar. Ne olursa olsun yaşamak...

          İki seçenekten ikisi de iyidir belki...

          Ölmek; gereken her şeyi yapmış olup artık insan eli ve beyin gücü ile yapılacak başka hiçbir şeyin kalmaması insanı ölüme hazırlar. Ölüm bilincini üzerine yapıştıran insan yine de yaşamak için çırpınır. Başaramayacağını bile bile yine de savaşmaya çalışır. Gerçek kaçınılmaz bir olgudur ve doğa gereğini yapar. İnsan ölür.

          Yaşamak; kurtulan insana, kurtulduğunu anlatabilecek en güzel kelimedir. “Yaşayacaksın,” İnsanlar bu kelimenin yüceliğini kötülük içlerine işleyinceye kadar umursamazlar. Yaşamak için çırpınma yarışı başlar birden. Kurtulma çabaları en uç noktalara çıkar ve kurtulur. Sonrasında ise büyük bir mutluluk işler hücrelerinin her zerresine. Artık kurtulmuştur insan ve bu kurtuluş bir yeniden doğuştur.

          İnsan, doğumundan ölümüne kadar çok şey yaşar. Fakat talim ettiği bu kısa sürenin bir bölümünde kanser olursa, bu süre normal bir insanın yaşantısına denktir. Ne kadar bilinçli ve olgun da yaklaşsa bu hastalığa, yine de ruhsal durumu yıkılır. Umut insanı ayakta tutar, yaşamayı arzulatır. Hisler ise nasıl yaşayacağını belirler.

          Bir hasta acısını nasıl hisseder?

          Kanser olan insan ilk tokadını kanser olduğunu öğrendiğinde yer. Dünya başına yıkılır. Kurtulacağı umudu ile tedaviye başlar. Kemoterapi görür. 

          Kemoterapi görürken artık ellerinin üstündeki damarların nasıl kaskatı kesildiğini, iğneler artık bileklerine girdiğinde, o acıyı bileklerinde hissedince anlar. Ellerinin üstüne dokunduğunda, sertleşen damarların nasıl acı verdiğini hissedince anlar. Bileklerine iğneler girerken, iğnenin ucunun tenini nasıl deldiğini hissedince anlar. Kemoterapi ünitesinde ağlayan, yakınan kadınların isyan ettiklerini gördüğünde acı hissini yaşar kalbinde. Kışın ortasında, yağmur altında, çivi gibi delip geçen soğukta tir tir titreyerek kemoterapi almaya giderken hisseder acıyı. Hava soğuk, kaldığı evde soba yanıyor, ruhsal durumu öyle bozulur ki soğuktan donacak sanır kendini ve yıkanıp temizlenmeye korkar. Her gün üzeri ilaç kokarken mide bulantıları çeker ve kullandığı ilaçlar midesini dehşet derecede mahvettiğini anladığında hisseder acıyı. 

          Eğer ölürse kurtulur. Ama yaşarsa da...


Yorumlar

  1. Her acı duygu başkadır. Ne olursa olsun umutlu yaşantılara. Okurken hücrelerimde hissetim. Kalemine yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bir yaşantıydı. İliklerime kadar yaşadım. Tam düştüm derken kazandım. Güzel dilekleriniz için teşekkür ederim. Umut varsa yaşam her zaman galip gelecektir.

      Sil

Yorum Gönder