İşlevsiz Farkındalık
Şüphesiz insanlık
değişiyor, hatta bunun artık çok daha büyük bir ivmeyle gerçekleştiğine inananlar
çoğunlukta. Peki, bu değişim daha sağduyulu ve örnek insanlara önayak olarak
istenilen yöne mi saptı yoksa bir işe yaramadığı gibi ufacık bir azınlığı tenzih
ederek, insanların bilgisizliği ve görgüsüzlüğünü örtmek için deyim yerindeyse bir
kisve mi oldu?
İnsanlar doğal olarak kendilerinden öncekilerden ders alırlar, bundan daha normal bir şey olamaz, öyle ki bu, bir bakıma insani gelişimin en belirgin ölçütüdür. Alınan bu “dersler”, spontane gelişen tanıklıklar yoluyla olur ve alışılagelen metot budur. Ancak takdir edersiniz ki insanların diğerleriyle iletişimi biraz daha farklı ve daha fazla, hatta kimi zaman haddinden fazla, tanıklığa sebep olacak şekilde ilerliyor. Teknoloji sayesinde sürekli olarak farklı türden davranışlara tepki vermek ve daha önemlisi verilen tepkileri görmek mümkün, ikincisi aslında üzerinde daha fazla durulması gereken bir konu çünkü bahsi geçen aşırı tanıklığa yol açan ta kendisi. Olur olmadık davranışlara verilen aşırı tepkiler, insanların farkında olmadan linç kültürünün kendisini de şekillendirmesini ve aslında bir ders çıkarmasını sağlıyor. Sizin geçen gün sosyal medyada gördüğünüz bir videoya yapılmış sert dilli bir yorum, farkında olmadan sizin de bu konuda radikal karşı bir görüşe sahip olmanız gerektiğini düşünmenizi sağlıyor. Bu şekilde de kendinizle belki hiçbir alakası olmayan bir konuyla ilgili bile sizi yansıtmayan bir karşı görüşünüz oluyor. Bu görüşler sizi yansıtmadığı için de bir noktada illaki infilak ediyor ve kendinizle çelişiyorsunuz. Bu da her konuda fikri olan, görünüşte duyarlı ama bunu yüzeysel ve kendini yansıtmayan eleştirilere borçlu olan ve bu yüzeysellik dolayısıyla da yürüyen bir şakadan öteye gidemeyecek “duyarlı” insanlara rehberlik ediyor. Bu gösteriyor ki artık herkes her konuda size ders vermeye kalkacak derecede duyarlı.
Artık herkes feminist olduğunu iddia ediyor; kimse
kadın haklarını savunmadığını söylemez, yalnızca bir bakmışsınız ki bunu
söylemesinin üzerinden dakikalar geçmeden yaptığı bir şaka veya yorumla feminizm
ilkelerinin üstünden geçmiş. Artık herkes ahlak timsali; pek az kişi yaptığı
örnek olmayan davranışlardan övünerek bahsediyor, yine de bir bakmışsınız ki
başkalarını gösterdiği için yerle yeksan ettiği bir davranışı, kendisini türlü
bahanelerle apayrı ve üst bir konuma koyarak kendisi de -belki daha kötüsünü-
yapmış olmasına rağmen korumaya alıyor, üstüne üstlük amiyane tabirle
zeytinyağı gibi üste çıkıyor.
Haddizatında
ihtiyacımız olan şey duyarlı insanlar değil, yanlış da olsa içi dolu
argümanlara sahip insanlar. Çünkü savınızı destekleyecek içi dolu deliller
bulacak araştırmayı yapmış bir kimse, bir başka gün kendisine savunduğunun
yanlış olduğunu söylediğinde huzursuzluk yaratmaz, asıl korkulması gereken
kendisinin sahibi olmadığı düşünceleri dişli bir şekilde savunan yüzeysellikten
öteye gidemeyen kimselerdir. Zira onlar, asıl karanlığın sebebidirler ve
çekincenin faili yalnızca onlar olmalıdırlar.
Mehmet Alp Dilli
Yorumlar
Yorum Gönder